11/04/2009

Aqua Fantasy the winner best of the best Splash resorts


Aqua Fantasy Aquapark ve Otel işletmeleri olarak 2008 yılında en iyi aile otellerinden birisi olarak almış olduğumuz GOLD AWARD ödülü haricinde, 2009 yılı için duyurusu yapılmış bulunan GOLD AWARD ödülü
en iyi SPLASH RESORT işletmeler kategorisinde en iyilerin içerisinde 1.seçilmemiz dolayısı ile verilmiştir.

Dünyanın en iyi SPLASH RESORT oteli seçilen Aqua Fantasy işletmemize verilecek olan GOLD AWARD ödülü, WTM için Londrada bulunacak olan Sayın Yönetim Kurulu Başkanımız Rumi DOĞAY ve Sayın Genel Koordinatörümüz Aşkın ALTIPARMAK'ın katılacakları tören sırasında verilecektir.

Tüm destinasyonlar içerisinde bu düzeyde bir başarıyı elde eden işletmemizin tüm çalışanlarını tebrik eder, başarılarının devamını temenni ederiz.

Sevgi ve Saygılarımızla

Aşkın ALTIPARMAK Haluk ALAY
Genel Koordinatör Genel Müdür

9/26/2009

GÜVENLİK PERSONELİ SERDAR TOZLUOĞLU NUN ÇEKTİĞİ FOTOĞRAF VE GÜZEL ŞİİRİ


Aqua Fantasy' de Gün Batımı
Yalniz kaldigimi hissetmistim şu güneşin batışındaAnlamıştım batarken, yüreğimi yakışından Bu dünya beni sevmez, sevilen anlamasadaEridim, söndüm bittim,şu güneşin batışında
Şimdi seni ben kime sorupta bulacağım,Belkide hergün yollara bakacağım, Söyle ben seni kimlere soracağım, Beni bırakıp gittin şu güneşin batışında.
Dayanmak ne zormuş, sessizliğe ve sensizliğeDayanabilecekmi yüreğim sevgisizlige, Anılar dans ederken benim benliğimde, Aşkım başını almış durmaz, sonu gelmiyor
Ben kurbandım sevdaya, bana bakmıyor, Hatıralar yüzüme bakıp, hiç aldırmıyor, Ben senin için ağlamıştım şu Efes'in gün batımında

8/01/2009

Mehmet Köseler in Bebeği

Otelimizde Muhasebe Şefi olarak görev yapan Sn. Mehmet KÖSELER ‘in bebeği olmuştur. AQUA FANTASY Hotel Ailesi olarak yeni doğan bebeğinizin uzun ve güzel ömürlü olmasını temenni eder hep birlikte mutlu bir yaşam dileriz.

7/31/2009

Hamamböceği ya da çakma sarışının yeşil saçları

Geçtiğimiz hafta iki önemli anket sonucu açıklandı. İkisi de turizmimizi yakından ilgilendiriyor. Altı ülkeden 4.876 tatilcinin katıldığı ilk anket, Trivago. de Otel Portalı tarafından gerçekleştirildi. Dünya genelinde turistlere tatilde en çok neden şikâyet ettikleri soruldu. Sonuç şaşırtıcı ama, bizim açımızdan sevindirici:
1. Odadaki Haşereler %19 2. Gürültü %11 3. Kalitesiz Yemek % 9 4. Asık Suratlı Personel % 7 5. Yetersiz/Bozuk Tesisat % 7 6. Bir Önceki Misafirin Artıkları % 7 7. Hırsızlık % 5 8. Devam Eden İnşaatlar % 5 9. Çifte Rezervasyon % 5 10.Otelde Gıda Zehirlenmesi % 4 11.Bakımsız Havuz % 3 12.Ek Harcamalarda Fahiş Fiyat % 2 13.Klor Zehirlenmesi % 1 Bu listeyi bize uyarlarsak, 3 ve 4 numaralı konuları hiç üzerime almam, tereddütsüz silerim. Güleryüz, misafirperverlik ve mutfağımız memnuniyet sıralamasında en güçlü değerlerimizdir. Geçtiğimiz senelerde başımızı ağrıtan 9. madde son yıllarda gündemimizden çıktı. Gürültü sorunu genelde dinlenmeye odaklanmış Almanlar için geçerli. Sesi bir diş azaltmakta ve bina izolasyonunu gözden geçirmekte yarar var. 8. madde turiste saygıdan değil, krizden durdu. Yok, bu sene... Klor zehirlenmesi bizde artık hiç yok gibi. Yıllar önce havuza giren çakma sarışınlar, bakır sülfat ayarı biraz kaçınca yeşil saçlarla çıkardı havuzdan. Ama şimdi bizim sitenin görevlisi Murat'ın bile klor kullanım kılavuzu var. Hırsızlık, önceki yılların önemli konularındandı. Gelişen teknolojiyi kendi sistemlerine entegre eden oteller bu konuda büyük ilerleme kaydettiler. 7. yi de sildim. 6.madde bizde tersine dönmüş durumda, artık bırakmak bir yana, odadan götürülenin haddi hesabı yok. Gıda zehirlenmesi sıcakların arttığı ve her şey dâhilin doruğa eriştiği bu dönemlerde dahi bizde yok denecek kadar az. Odalardaki bozuk ve yetersiz tesisat, özellikle eskiyen binalarda sorun teşkil ediyor. Birçok tesis bunun öneminin farkında ve yenilemeye gidiyor. Açıkçası 5. maddenin ucu biraz bize de dokunuyor. 12. madde bizde 'Her Şey Dahil' mağduru. Otellerimizde para harcamak için çok uğraşmak gerekiyor. Hepten sildim. Kala kala geriye bir tek haşereler kalıyor. Devlet tavsiyesi ile çoraplarını pantolonun içine sokup yıllarca kenelerle cebelleşen bir halk olarak, iki hamamböceğine pabuç bırakacak da değiliz!.. Onlarda yok ama listeye bir madde de benden: odalardaki küf !.. Koltukları altın işlemeli, çeşmelerinden şarap akan muhteşem tesisler yaptık, ama yıllardır küvetin kenarındaki bit kadar küfü yok edemedik. İkinci anket 651 Alman misafirin katılımı ile ise Temmuz ayının ilk iki haftasında bizim yaptığımız ve Türkiye genelinde geniş yankı bulan Türkiye'nin imajı anketi idi. 'Türkiye size neyi çağrıştırıyor ?' sorusuna gelen cevapların bir kısmı misafirperverlik, tatil, kültürel varlıklarımız gibi bildik konular iken, bazıları hiç aklımıza gelmeyen, dikkatimizden kaçan dolmuş, semt pazarları gibi farklılıklarımızdı. Listenin üst sırası şu şekilde oluştu: Tatil %19,5 Misafirperverlik %14,4 Döner %10,6 Semt Pazarları % 7,0 Camiler % 5,4 İstanbul % 4,8 Memleket büyük, tarihi de zengin olunca haliyle konu da çok oluyor. Hamam, Kültür, Tekstil, Atatürk, Türk Kahvesi, Lokum, Dolmuş, Pazarlık etmek, Nargile, Fındık, yoğurt, şeklinde devam ediyor turistlerin kafasındaki Türkiye Resimleri... Yani kısaca diyorlar ki ,' Türkiye'yi farklı kılan unsur, geçmişten gelen değerlerinin zenginliğidir. Hamamı, Lokumu, tarihi, Atatürk'ü, güler yüzlülüğü, denizi, Camileri, Tekstili ve otelleri ile 'özünü kaybetmeden modernleşen Türkiye, geleceğin en sevilen Tatil ülkesi olacaktır. İnanın !...
Recep YAVUZ ( TURİZMDE BU SABAH)

7/28/2009

Moshe Abudaram’dan 10 Altın Anahtar:

1- Nefes alın. Ne zaman sıkılırsanız, farkında olun ve nefes alın. Nefesruhunuzun beden ile bağıdır. Bu bağlantınız hep yerinde olsun.2- Su için. Vücudunuzda su yoksa ruhunuzun ikamet ettiği beden negörevlerini ne de sizin arzularınızı gerçekleştirebilir.3- Endişeye değil, neşeye odaklanın. Ancak neşe karşınızdaki kapalıkapıları açan anahtardır. İçinizden gelmiyorsa bile, gülün, kahkaha atın,frekansınızı değiştirin. İçinizden gelmese de radyonun kanalını değiştirin.4- Yarının problemlerini bugünün enerjisi ile çözemezsiniz. Size bugün içingerekli tüm güç verildi. Ve yarın, yarın için gerekenler verilecek.Taşıyamayacağınız hiçbir yük size verilmez. Kendinize güvenin.5- Kendi anne babamızı biz seçtik. Onlara gereken saygıyı gösterin. Neolursa olsun. Kızsanız da, darılsanız da, üzülseniz de, saygı gösterin.Bazen saygı sevgiden de önemli olabilir.6- Çocuklarınız size ait değiller. Onlara hak ettikleri gibi, bağımsız veözgür varlıklar olarak gerekli sevgi ve saygıyı gösterin. Ve bilin ki onlarsizi seçti, sizin kendi anne babalarınızı seçtiğiniz gibi. Yaşamak içingeldikleri bir yol. Onlar için bir şey yapmak istiyorsanız bu yoluyürümeleri için onlara destek olun.7- Ruhunuzun ölümsüz olduğunun farkında olun. Hep vardınız ve hep varolacaksınız.8- Ben akşamdan ertesi sabah 6’da uyanmayı kendime vaat edersem, bu olur.Peki, sözleriniz ile siz her gün, her an ne vaat ediyorsunuz? Kelimelerinizile kendinize, öldün diyerek, dizlerim bitti diyerek, bu iş beni hastaetti, diyerek gerçekleşerek kehanetler yaratmayın. Güçlüsünüz, insansınız,başarırsınız.9- Yapın. Yapmadıklarınıza pişmanlıklarınız her zaman daha çok olur.Yüreğiniz derinliklerin bir dilek olarak geliyorsa ve size neşe veriyorsa,durmayın yapın.10- Bilmek istediklerinizi sorun. Soru varsa, cevap mutlaka gelecektir. Herzaman ilk gelen cevap en doğrusudur.

7/24/2009

Çocukluk..... ...

Babası İspanya'nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın.Fırsat bulduğu her haftasonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi.Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı.Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı...

Çok üzülmüştü küçük kız...Babasına söyledi bunu,o da "üzülme kızım,yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?"dedi. Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü.bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti.Babası keyifle resme baktı ve sordu:"Hmmm!Ne güzel bir ağaç bu!Üzerindeki benekler ne? Portakal mı? Küçük kız babasına eğilerek,sessizce:"Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!.....

BEYNİNİZDEKİ ZEHİR

Uzun yillar once Cinde Li-Li adli bir kiz evlenir ve ayni evde kocasi ve kaynanasi ile birlikte yasamaya baslar.Lakin kisa bir sure sonra kayinvaldesi ile gecinilmenin cok zor oldugunu anlar. Ikisininde kisiligi tamamen farklidir buda onlarin sik sik kavga edip tartismalarina yol acar. Bu cin geleneklerine gore hos bir davranis degildir ve cevrenin oldukca tepkisini alir. Birkac ay sonra bitmez tukenmez gelin kaynana kavgalarindan ev onun ve annesi ile karisi arasinda kalan esi icinde cehennem haline gelmistir. Artik birseyler yapmak gerektigine inanan genckiz dogru babasinin eski bir arkadasi olan baharatciya kosar ve derdini anlatir. Yasli adam ona bitkilerden yaptigi bir ekstre hazirlar ve bunu 3 ay boyunca hergun azar azar kaynanasi icin yaptigi yemeklerin icine koymasini soyler. Zehir az az verilecek , boylece onu gelininin oldurdugu belli olmayacaktir. Yasli adam genc kiza kimsenin ve esinin suphelenmemesi icin kaynanasina cok iyi davranmasini ona en guzel yemekleri yapmasini soyler. Sevinc icinde eve donen Li-Li yasli adamin dediklerini aynen uygular . Hergun en guzel yemekleri yapiyor. Kaynanasinin tabagina azar azar zehiri damlatiyordu. Kimseler suphelenmesin diyede ona cok iyi davraniyordu. Bir sure sonra kayinvaldeside cok degismisti ve ona kendi kizi gibi davraniyordu. Evde artik baris ruzgarlari esiyordu. Genc kiz kendisini agir bir yuk altinda hissetti Yaptiklarindan pisman bir vaziyette baharatci dukkaninin yolunu tuttu ve yasli adama su ana kadar kaynanasina verdigi zehirleri onun kanindan temizleyecek bir iksir icin yalvardi, Yasli kadinin olmesini artik istemiyordu. Yasli adam yasli gozlerle karsisinda konusup duran Li-Li ye bakti ve kahkahalarla gulmeye basladi Sevgili Li-Li dedi , sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Olsa olsa kayinvaldeni sadece daha da guclendirdin hepsi bundan ibaret. Gercek zehir ise senin beyninde olandi. Sen ona iyi davrandikca oda dagildi ve yerini sevgiye birakti boylece siz gercek bir ana kiz oldunuz " dedi...
Kissadan Hisse: Eski bir Cin atasozu soyle der ; Gul veren elde gul kokusu kalir. Sevilen insan sevgisini insanlara veren insandir.

MASALLARDAN NELER OGRENDIK

Sinderella : Hatun kismisinin gece 12den sonra sokakta isi yoktur ...
Uyuyan Guzel: Bir kiz kendisini open ilk erkekle evlenir ve onunla sonsuza kadar mutlu yasar.
Ali Baba ve Kirk Haramiler: Password\'ler iyi saklanmali onun bunun yaninda bagirarak soylenmemelidir.
Hansel ile Gretel: Masal kahramanlarinin sayisi arttikca IQ\'lari duser... Cukulatadan evler yenmemelidir.
Kirmizi Baslikli Hanimkiz: Sokakta her gordugun zibidiyle konusma
ǩrkin Âdek Yavrusu: Ortaokulda size imali bakislar atan gozluklu tombul kizla/cocukla dalga gecip asagilamayin, bir bes sene sonra afet olur agziniz acik kalir aglarsiniz.
Alice Harikalar Diyarinda: Her buldugunu agzina sokma
Heidi: Akilli kizlar patikalarda neyin keci kovalamazlar.
Allaaddin : Sokakta her buldugunu karistirma!

YARIM YAMALAK BiLGiLER

GUVELER
İftiraya ugrayan güveler...
Güveler, hep gardiroptaki yün giysileri yemekle,
onlari delmekle suclanir.
Bazen dolabin kapisini acarsiniz,
kücük bir kelebek ucarak cikar.
Annem eskiden dolaplara hep naftalin koyardi,
güve gelmesin diye.
Simdi ardic agacindan tahta halkalar yapiyorlar.
Askiya takiyorsunuz, sözde gelmiyor.
Sabun konuldugunu da hatirliyorum.
Oysa, güveler sucsuzmus.
Güveler yün kazaklari yemezlermis.
Cünkü yün giysilerin üzerine yumurtladiktan sonra
ölürlermis. Yumurtalarini yün giysilerin üzerine
koymalarinin nedeni de
örgülü kazaklarin yumurtalarin düsmemelerini
sagladigi icin.
Ama yumurtadan cikan kücük tirtillar
kendilerine yünden bir koza örmek icin
cevrelerindeki yünleri toplar,
kendilerine saracak bir giysi yaparmis.
Anlayacaginiz yemiyorlar, bir giysilik yün aliyorlar.

****
Sinekler
Sinekler bazi zaman ayaklarini birbirine sürter.
Bir cocuk bana, "Bak, pistten kalkisa havalaniyor! "
demisti. Bir baskasi da,
"Bizi isirmadan önce dislerini bileyliyor!"
Oysa bütün gün cöplerde, pis yerlerde
yiyecek üstünde dolasan sinegin bu hareketi,
ayagina bulasan pislikleri temizlemekmis.
* * *
Develer
Develeri hepimiz biliriz.
Her ne kadar okul gezilerimde deve yavrusunun
adinin ne oldugu sorusuna yanit veren ögretmen,
ögrenci bulamasam da,
burada bir kez daha "daylak" denildigini yineleyeyim.
Devenin sirtinda bir kambur vardir,
yani hörgücü. Bu bazi develerde cift olur, bazilarinda tek.
Develer yola cikmadan önce besinlerini depo ederler;
onlar yola cikip cikmayacaklarini bilmez,
ama yine de kendilerini garantiye alir,
yiyecekleri sirtlarina yag olarak depolar.
Bir hörgücün 45 kg agirliginda oldugu söylenir.
Devenin suyu da burada sakladigini düsünürdüm.
Oysa, develerin mide duvarlarinda matara seklinde
su torbalari varmis. İctigi sulari buraya depolar,
gereksinim duydugunda buradan icermis.
İneklerde bu is daha gelismis.
Gevis getiren hayvanlarda dört tane mide var.
Bu odalarin sirasiyla adi söyle:
İskembe, börkenek, sirden ve kirkbayir.
Son oda da inegin gercek midesi.
* * *
Denizati
Denizatlarinin baslari gercekten bir ata benzer.
Aile düzeninin belki de en esitlikci yasami onlara ait.
Disi denizati yumurtalarini erkegin kuyrugunun altindaki
genis keselere birakirmis.
Yavrular yumurtadan cikacaklari zaman
bu keselerin agzi acilirmis ve yavrular,
anne gibi dogum yapan erkek denizatinin kuyrugundan
dökülürmüs ve baba dogum sonunda dinlenir,
görev anneye gecermis.
* * *
Göcebe Hayvanlar
Kuslarin disindaki hayvanlarin göc etmedigini düsünürüz.
Oysa ren geyikleri göcmen hayvanlar sinifindanmis.
Soguk kuzey bölgelerinde sürüler halinde yasar ve
likenle beslenirlermis.
Kar yaginca yiyecek kaynaklari karlar altinda kaldigi icin
güneye, sicak bölgelere göcer,
karlar eridiginde de yeniden kuzeye gelirlermis.